Bes emekçi takildi kadraja, bes emekçi kadin. Haberli habersiz sigdilar kadraja kalkan dolmusa sikisan yolcular gibi. Onlar da yolcu, bu tarlada, emek yolcusu.
Bes emekçi takildi kadraja, bes emekçi kadin. Haberli habersiz sigdilar kadraja kalkan dolmusa sikisan yolcular gibi. Onlar da yolcu, bu tarlada, emek yolcusu.
Kahvelerde pisti oynayan kocalari, sokaklarda oyun oynayan çocuklari. Onlar ise bir oyuna dâhil degil hayatta. Onlar bu hayatin gerçegiyle yüzlesmek zorundalar, “oyun” kaldi kocalarina, kaldi rahimlerinden düsen sabilere. Onlara da hayatla mücadele kaldi, karin doyurmak kaldi, koca doyurmak kaldi, koca koca tarlalarda isveren doyurmak kaldi.
Kadin…
Ne de güzel yakisiyor emek derken yanina, ekmek derken karnina… Ask, eglence, siyaset, sosyallik irak kalmis bagirlarina. Onlarin yeri tarlalar, fabrikalar… Gündüz isvereni memnun et, gece kocani memnun et, hepsinden arda kalan vakitte de salvarini çekistiren çocuklarini…
Kendin kim ki, yok. Kadin olarak bir birey degilsin sen derler, sen yevmiyeci kadinsin, sen kocanin kadinisin, sen çocuklarinin anasisin, anasini satayim.
Dönüp de bakmayin bana öyle!
Hey! Siz de görmezden gelmeyin beni.
Ben sizi gördüm bugün, ben bes kadin gördüm bugün, bes emekçi kadin.
Iyi ki de gördüm, su hayatta kadin oldugum için bir kez daha sevindim, kendi adima ve sizin adiniza.
Kutlay Özer