Terörist demek de bir terörizm şekli

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kızı Sümeyye Erdoğan, "Bir inancın tüm inananlarını 'terörist' diye etiketlemek de başka bir terörizm biçimi" dedi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kızı Sümeyye Erdoğan, Hamad bin Khalifa Üniversitesi'nde düzenlenen Katar Vakfı'nın üyesi "Reach Out to Asia"nın (ROTA) "Empower" gençlik konferansında yaptığı konuşmada, kendini "geleceklerini hayal dahi edemeyen kuşakların çocukları" olarak tanımladı.

Müslüman dünyasının, üstesinden gelinmesi gereken ciddi problemlerle karşı karşıya olduğuna ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti:

"Ancak karşılaştığımız bu sorunların derinlikleri bizi umutsuzluğa sürüklememeli, dünyayı anlamak için çaba gösteren, sıkıca çalışan, bunları yaparken de kendi değer ve perspektifini katan bir gençliğimiz var. Tüm kalbimle inanıyorum ki, bu gençliğin girişimleri ve çabaları, toplumumuzun karşılaştığı sorunların üstesinden gelecek potansiyele sahip. Sizlerden, bizlerden bahsediyorum. Eğer ki uluslararası ilişkilerde ve dünya ekonomisindeki adaletsizlikler giderilecekse ki giderilmeli, bunu yapacak olanlar bizleriz."

Erdoğan, bu sırada, merhum şair Necip Fazıl Kısakürek'in gençliğe hitabesinin bazı mısralarını katılımcılarla paylaştı. Erdoğan, "eğitim, dünya görüşü, bağlantılar, sağlık, servet" gibi tüm imkanlara sahip gençliğin "çok çalışmamak, erken kalkmamak, değerli vakitleri iyi çalışmalarla geçirmemek" için mazereti olmadığını söyledi. 

"İdealler popüler kültürle değil, kendi inançlarımızla gerçekleşir"

Motivasyonsuz bunların gerçekleşmeyeceğini, motive olabilmek için de ideallere sahip olunması gerektiğini anlatan Erdoğan, şöyle devam etti: 

"İdealler popüler kültürle değil, kendi inançlarımız ve değerlerimizle olur. Popülaritenin hakimiyeti, insanoğlunun vasıflarını, özelliklerini, zenginlik ve benzersizliğini öldürüyor. Dürüst olmak gerekirse bundan çok bıktım. Bir kitap mağazasına girdiğimde, çok satan diye isimlendirilen kitaplara bakmak bile istemiyorum. Unutmayın ki, popüler olan, dışarıda birinin amaçlarına hizmet eden bir araçtır. Herkes ideallere sahip olamaz. Empatiden yoksun birisi zulüm görenlerin halinden anlayamaz. Hak anlayışına sahip olmayan kişi, hakların ihlalinden rahatsız olamaz. Bunların hepsi iki şeye bağlı, iyi bir insan olmak ve de neler olduğunun farkında olmak. Eğer ki iyi bir insan değilseniz, empati kurmak, başkalarının hakkını veya insanlara zulmedilmesini önemsemeyeceksiniz. Burada klişelerden bahsetmiyorum. İnsanoğlu doğası gereği iyidir ve dışarıdan bakıldığında insanlar çoğunlukla iyidir. Can alıcı mesele detaylardadır. İyiliği koruyamadığımız zaman, hepimizin zayıf tarafları var. Bunlar 'Allah ile bağlantımız' diye tarif edebileceğimiz doğamızdan, fıtratımızdan uzaklaştığımız zamanlar. Allah ile olan bağımız gevşediği zaman zayıflıyoruz ve yanlış tercihler yapmaya meylediyoruz."

"Bilgi kanallarınızı çeşitlendirin"

"Cahil insanlar dünyada olanlardan habersizdir ve idealleri yoktur. Ancak yapılan yanlışları ve adaletsizlikleri bilirseniz, değişiklik yapmayı isteyecek kadar rahatsız olabilirsiniz" değerlendirmesinde bulunan Sümeyye Erdoğan, şunları söyledi:

"Bilgi kanallarınız ve kaynaklarınız burada hayati öneme sahip. Dürüst olalım, haberlerde gördüğünüzün çoğu, sosyal medyada okuduklarınız, hatta kitaplar gerçek değil. Bu yüzden, şüpheci olun. Bilgi kanallarınızı çeşitlendirin. Elinizdeki bilginin perde arkasını görmeye çalışın. Yazarı kimdir, düşünce biçimi nedir, ne gibi çıkarları, amaçları olabilir? Herkesin bir motivasyonu vardır, yazarlar, gazeteciler, akademisyenler hatta entelektüeller. Bu yüzden, gazetecilikte veya akademisyenlikte tarafsızlık çoğunlukla tatlı, hatta acı bile denilebilecek bir yalandır."

"Asıl profesyonel olan Batı dünyası"

Erdoğan, ana akımdaki medyanın belirli çıkarlar etrafında hareket ettiğini belirterek, gençlere ana akımın dışına çıkmalarını tavsiye etti. Erdoğan, şunları kaydetti:

"Batının gelişmiş ülkelerinin sizi basın özgürlüğü veya akademik tarafsızlığı hakkında size üstten konuşmalarına izin vermeyin. Çünkü kamu algısını şekillendirmeye ve oynatmaya gelince, asıl profesyonel olan Batı dünyası. ABD, İngiltere ve Fransa benzeri ülkelerdeki medya, yayıncılık, yüksek eğitimdeki en büyük ve karizmatik isimler ideoloji, birkaç elit grup ve kurumun finansal çıkarı tarafından kontrol ediliyor. Bu çevrelerde paranın sözü geçiyor, gelişmekte olan ülkelerdekinden daha profesyonel biçimde söyleniyor. İkisi arasındaki ana fark bu. Bu yüzden ana akımla yetinmemelisiniz. Medyada, akademide, finansal kurumlarda olsun. Ana akımın diğer bir kötü yanı da sistemin devam etmesini sağlar. Ana akım koltuklarını kaybetmemek için genellikle risk almayan ve politik olarak konuşan insanlardan oluşur. Bu yüzden doğruyu öğrenmek istiyorsanız ana akımın bilgi kanallarının dışına çıkın. Ancak o zaman doğru mesaja ulaşabilirsiniz."

"Terörist' etiketi de bir terörizm biçimi"

Sümeyye Erdoğan, ana akımı eleştirirken, bunun "radikalliği mazur görmek" olarak anlaşılmaması gerektiğini dile getirerek, "birileri bu dünyayı daha iyi bir yere getirecekse bunların radikaller olmadığını" söyledi.

 "Cihat"ın anlamının çabalamak olduğunu ifade eden Erdoğan, bir akademisyenin işinde en iyi olması ve dünyaya İslam'ı anlatması ve bir yönetmenin dünyaya gerçek İslam'ı anlatan bir film yapması aracılığıyla cihat yapabileceğini söyledi.

Erdoğan, cihadı sadece savaşta çarpışmak olarak algılamanın, bu yüce anlayışın sadece bir karikatürü olabileceğini belirterek, Hazreti Muhammed'in Uhud savaşından sonra sahabeye söylediklerini örnek vererek, şunları dile getirdi: 

"Peygamber Efendimiz savaştan döndükten sonra ne söyledi? Küçük cihadı bitirdik, şimdi büyük cihada gidiyoruz, nefsimizle olan mücadele. İşte benim bahsettiğim de bu. Terörizm bugün dünyamızın en ölümcül ve dehşet verici gerçeği, aynı zamanda dünyanın en çok sömürülen aracı. Terör şeytani ancak onu sömürenler de aynı şekilde şeytani. Bir inancın tüm inananlarını 'terörist' diye etiketlemek de başka bir terörizm biçimi. Başka inançların inananları bir şey yaptığı zaman adli bir olaymış gibi inceleniyor. Ancak Müslüman birisi aynısını yaptığı zaman direkt terörist olarak işaretleniyor. Bu kesinlikle kabul edilemez. Biz terörist, terörizm gibi ifadelerin İslam ve Müslümanlıkla yan yana kullanılmasını onaylamıyoruz. Bu düşünce biçimi adalet veya uluslararası hukukla bağdaşmaz. Temel nedenlerini analiz etmeden, terörizme karşı başlatılan her türlü çaba ona en büyük destektir."

İnançları, giyimleri ve kültürleri nedeniyle "terörist" diye etiketlenmeyi hakketmediklerini, böyle bir suçlamayı kabul etmediklerini ve etmeyeceklerini vurgulayan Erdoğan, şöyle konuştu:

"Suriye, Irak, Mısır, Filistin, Myanmar, Türkistan'daki ve dünyadaki vahşetlerde acı çeken insanları desteklemezsek, sorunlarını çözmek için mücadele etmezsek, gelecekte bunun gibi suçlamalara katlanmak zorunda kalacağız. Bu coğrafyanın mevcut potansiyelini kendi vizyonumuz ve amaçlarımız için kullanmazsak, bunun gibi zulümler devam edecek, bizi marjinalleştirmek ve yabancılaştırmak için girişimler ve devam eden süreç şiddetini artıracak. Medeniyetler çatışması yaratmak isteyenlerin aksine, gerçek medeniyetin ve Hz. Muhammed'e, Hz. Adem'e kadar uzanan ilahi ifadelerin sesini en yükseğe çıkaracağız."

Etkinliğe, Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamad Al Sani'nin kız kardeşi ve ROTA Başkanı Şeyha Maysa, Türkiye Gençlik Vakfı (TUGVA) Genel Başkanı İsmail Emanet, Genel Başkan Yardımcısı Serra Diptaş ve milli rallici Burcu Çetinkaya ile 23 ülkeden gençlik sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri katıldı

Yorum

e-Mail adresiniz yayınlanmayacaktır. Lütfen * işaretli alanları doldurunuz.

*

İçerik Yanı Reklam 1