Pazarlarda satici olmak, tezgâh açmak, kadin satici olmak vardir hayatta. Sali günü bir sey ifade etmese de kimseler için, sen her sali pazari oradasin, karin doyurarak karnini doyurmaktasin.
Pazarlarda satici olmak, tezgâh açmak, kadin satici olmak vardir hayatta. Sali günü bir sey ifade etmese de kimseler için, sen her sali pazari oradasin, karin doyurarak karnini doyurmaktasin. Her sali gözlerine bakarim senin, umut görürüm, as görürüm, kaygi görürüm.
Ve her sali göz göze geliriz seninle, sen bilmezsin, görmezsin, unutursun.
Bagirirsin “sicak köfte!” diye. Bir yandan ellerini ovusturursun, bir yandan köfteleri çevirirsin, “aman yanmasin!” diye. Hepsini hazirlar, ayakta beklersin, gelip geçenlerin gözlerinin içine bakarsin, kulaklarina asinalik katarsin. Sen o köfteyi sat-mali-sin.
Öyle mi demisti kocan, s a t m a l i s i n! Satmasan olmaz de mi, çocuk harçlik bekler, adam üç bes kurus bekler, hatta hesabini yapar ve hatta da hesabini sorar. Hesap sorar sana kocan olacak insan erkegi(densiz agam). Sen sogukta üsürsün, yaz sicaginda yanarsin, kalabalikta avaz avazsin. Yine de sorulur köftenin hesabi, yine de beklenir kadinliginin tadi.(her seye ragmen çok kadinlik bekleyen kocalarca)
Her hafta, keske köftelerinin hepsini alsalar, alsalar da bir daha gelmese bu sogukta diyorum, her sali yine gelecegini bilmez gibi. Ne yapalim –kadin- ablam, sen her hafta (yalniz) geleceksin bu ekmek teknesine ve biz seninle her bagirisinda göz göze gelecegiz. Ve ben senden habersiz seni “an”layacagim, seni savunacagim.
Haftaya ayni köse basinda rastlasmak üzere……
Kutlay Özer