Cumhurbaşkanı Gül'e, Türkmenistan İktisat ve Kamu Yönetimi Devlet Enstitüsü'nde fahri profesörlük unvanı verildi.
Aşkabat (AA) - Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, "Tarih boyunca birlikte yaşadığımız, vatan bildiğimiz ülkelerimiz, daima birliğin, dirliğin ve kardeşliğin sembolü olmuştur" dedi.
Gül'e, Türkmenistan İktisat ve Kamu Yönetimi Devlet Enstitüsünde fahri profesörlük unvanı verildi. Gül, enstitüye gelişinde Rektör Purli Agamuradov tarafından karşılandı. Gül, Türkmen sanatçılar tarafından sergilenen halk dansı gösterilerini izledikten sonra binanın giriş katında bulunan Türkmenistanda yükseköğretime ilişkin bilgilerin yer aldığı stantlar ile bir alt kattaki para ve takı sergisini gezdi. Gül, fahri profesörlük unvanına layık görülmekten büyük şeref duyduğunu ve bunu Türkiye'ye gösterilen teveccühün açık bir ifadesi olarak gördüğünü söyledi.Türkmenistanın Türkiye ile işbirliğini en üst mertebede devam ettirme iradesini bağımsızlığından beri çeşitli vesilelerle ortaya koymuş olmasının sevindirdiğini söyleyen Gül, şunları kaydetti:
"Bu hususta gösterdiği liderlikten dolayı, Kadirli Doğanım Devlet Başkanı Berdimuhamedova şükran hislerimi bir kere daha ifade etmek isterim.Türkiyenin Türkmenistan ile geliştirdiği işbirliğinde en büyük ve hiç değişmeyecek önceliği, bu işbirliğinin iki ülkenin ortak menfaatlerine hizmet etmesidir. Kardeşlik hukukunun gereği de budur. Zira, bizler 'bir millet, iki devletiz'. Kadirli Doğanımın ifadesiyle kemik kardeşiyiz."
Gül, ilişkilerin emsalsiz niteliğinin sebepsiz olmadığını dile getirerek, şöyle devam etti:
"Ortak tarihimiz ve ortak kültürümüz, halklarımız arasındaki kadim bağların temelini oluşturmaktadır. Türkmenistan, ortak atalarımız Ertuğrul Gazinin, Tuğrul ve Çağrı Beylerin, Alparslanın ve Sultan Sencerın bir zamanlar adeta şaha kaldırdığı topraklardır. Bu nedenle Türkmenistan bizim ata yurdumuzdur" değerlendirmesinde bulundu. Ortak atalar sayesinde, Türkiye'nin, Türk dünyasının ve diğer kardeş toplulukların ortak yurdu haline geldiğini, şanlı imparatorluklara ev sahipliği yaptığını belirten Gül, "Ne var ki Osmanlı İmparatorluğunun yıkılması ve atayurdumuzdaki kardeşlerimizin başka güçlerin etkisi altında kalmaları, Türk milletini büyük bir felaketin eşiğine getirmiştir. Bu nedenle geçen yüzyılın başında Türkiye Cumhuriyetinin kurulmasını ve yüzyılın sonunda, Sovyetler Birliğinin dağılmasıyla kardeş ülkelerimizin özgürlük ve bağımsızlıklarına kavuşmalarını, Türk milleti bakımından gerçekleşen 'stratejik mucizeler' olarak adlandırdım" diye konuştu. Gül, bu mucizelerin ardından gerçekleştirilen kalkınma hamleleri sayesinde, bugün Türkiye'nin ve Türkmenistan'ın ecdadın bıraktıkları mirasa yaraşır birer ülke haline geldiklerine işaret ederek, "Tarih boyunca birlikte yaşadığımız, vatan bildiğimiz ülkelerimiz, daima birliğin, dirliğin ve kardeşliğin sembolü olmuştur."
-Kültürler devlet sınırlarına bağlı değil-
Bütün Türk dünyasında, farklı muhit ve zamanlarda yetişen kültür ve bilim insanlarının duygu, düşünce ve ifadelerindeki benzerliğin, kültürlerin devlet sınırlarına bağlı olmadığının müşahhas göstergesi olduğunun altını çizen Gül, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu durum, büyük Türk düşünürü İsmail Gaspıralının 'Dilde, fikirde, amelde birlik' şiarında tecessüm etmiştir. Nitekim Hace-i Türkistan Hoca Ahmet Yesevinin Anadolu tasavvufunun piri Yunus Emre üzerindeki etkisi büyüktür. Yunus Emre ise Türkmenlerin akıldarı Mahtumkulu Firakinin eserlerine derinden tesir etmiştir. Nihayet Mahtumkulunun bugün yeniden Türkmenlerin ve bütün Türk dünyasının ortak değeri olarak yükselişi, bu manevi yakınlığın en güzel örneklerinden biridir."
Orta Asya ve Kafkaslardaki kardeş cumhuriyetlerin bağımsızlıklarını kazanmalarının ardından, bütün dünyanın, Türk dili ve kültürünün çok geniş bir coğrafyanın ortak paydası olduğunu gördüğünü anlatan Gül, "Biz de kadim bağlara sahip olduğumuz öz kardeşlerimizle yeniden kucaklaşarak, müşterek geçmişimiz temelinde çok güçlü ilişkiler inşa ettik. Bunların içinde en çok önem verdiklerimizden biri de şüphesiz Türkmenistan ile olan ilişkilerimizdir" değerlendirmesinde bulundu.
Gül, Türkmenistan'ın, bir devlet hayatı için nispeten kısa bir sürede bağımsızlığını pekiştirdiğini, aynı zamanda göz kamaştırıcı bir kalkınma hamlesini başarıyla hayata geçirdiğini kaydederek, Aşkabat'ın, bölgenin en güzel ve en mamur başkentleri arasında hak ettiği yeri aldığını belirtti.
-"Asyanın yükselen gücü Türkmenistan"-
Berdimuhamedov'un, merhum Türkmenbaşından devraldığı bayrağı, ehil yönetim anlayışıyla daha da yükseklere taşıdığının altını çizen Gül, "Asyanın yükselen gücü Türkmenistan, uluslararası camiadaki muteber konumunu her geçen gün tahkim etmekte, bölgesinde barış, istikrar ve refahın timsali olarak görülmektedir. Kardeş Türkmenistanın elde ettiği bu başarılarla biz de iftihar ediyoruz. Kadirli Doğanımın dirayetli liderliği sayesinde, Türkmenistanın çok daha büyük başarılara imza atacağına olan inancımız tamdır" ifadesini kullandı. Gül, bu anlayışla Türkiye'nin Türkmenistanın bağımsızlığını tanıyan ve burada büyükelçilik açan ilk ülke olduğunu, Türkmenistanın daimi tarafsızlık statüsünü ilk destekleyenler arasında yer aldığını anımsatarak, buradaki iş adamlarına, öğretmenlere ve öğrencilere Türkmenistana, vatanları gibi kıymet vermeleri ve hizmet etmeleri ve Türkmenistanın, ekonomiden ticarete, bilimden kültüre her alanda bölgenin parlayan yıldızı haline gelmesine çalışmalarıyla fedakarca katkıda bulunmaları tavsiyesinde bulundu.
Bu yıl, Türkmenistanın bağımsızlığının ve Türkiye-Türkmenistan ilişkilerinin 22nci yılı olduğunu vurgulayan Gül, "Esasen milletlerin hayatında 22 yıl, daha dün gibi sayılacak kısa bir zaman dilimidir. Buna rağmen, geride kalan 22 yılda, Türkmenistanın gerçekleştirdiği dev atılım, ikili işbirliğimizde de büyük mesafeler alınmasına imkan vermiştir. Siyasi ilişkilerimiz, aramızdaki kardeşliğin üstün seviyesiyle mütenasip, mükemmel bir seyir izlemektedir. Ekonomik, ticari ve kültürel ilişkilerimiz her geçen gün daha da pekişmektedir" diye konuştu.
Gül, Berdimuhamedov'un geçen yıl gerçekleştirilen devlet başkanlığı seçimlerinin hemen ardından ilk resmi yurt dışı ziyaretini Türkiyeye yapmasından büyük memnuniyet duyduklarını aktararak, diplomatik ilişkilerin kuruluşunun 20. yıl dönümüne denk gelecek şekilde, 28 Şubat-1 Mart 2012 tarihlerinde gerçekleştirilmiş olmasının seyahate tarihi nitelik de kazandırdığına işaret etti. Gül, şunları söyledi:
"Söz konusu ziyaret, işbirliğimizin ulaştığı yüksek mertebeyi bir kez daha tescil etmiş, 2012 yılını ilişkilerimizin 'altın yılı' ilan etmemizi sağlamıştır.Türkmenistanın bağımsızlığını kazanmasından bu yana iki ülke arasında 70in üzerinde anlaşma imzalanmıştır. Bu anlaşmalar, ilişkilerimizin ahdi zeminini güçlendirdiği gibi, kardeşlik hukukumuzu da somut işbirliğine dönüştürmektedir. Türkmenistanda faaliyet gösteren yaklaşık 600 Türk şirketi bulunmaktadır. Yıllık ticaret hacmimiz 3,5 milyar dolara ulaşmıştır. Türk şirketlerinin Türkmenistanda üstlendiği taahhüt hizmetlerinin toplamı da 34 milyar dolara yaklaşmıştır.Bu süreçte, başta Aşkabat olmak üzere, tüm Türkmenistanı yeniden inşa ve ihya etmenin şerefine bizi ortak ettiğiniz için Kadirli Doğanıma ve bütün Türkmen kardeşlerime teşekkür ederim."
-Eğitim ve kültür alanındaki ilişkiler-
Gül, eğitim ve kültür alanındaki ilişkilerin her geçen gün güçlendiğini, binlerce Türkmen öğrencinin Türkiyede burslu eğitim gördüğünü ve Türkiye'nin, Türkmenistanın kalkınması için her türlü desteği vermeye devam edeceğini belirterek, "Türkiye-Türkmenistan ilişkilerinde ortak kültür mirası özel bir öneme sahiptir. Kültürel alandaki işbirliği Türk ve Türkmen halklarının kardeşliğini pekiştirmekte, ortak manevi değerlerimizin gelecek nesillere aktarılmasına hizmet etmektedir" görüşünü belirtti. Gül, 2011 yılında Türkmenistanın bağımsızlığının 20. yıl dönümü münasebetiyle iki ülkede kutlamalar düzenlendiğini hatırlatarak, geleneksel hale gelen Türkiye-Türkmenistan Kültür Günleri etkinliğine, temmuz ayında İstanbulun yanı sıra 2013 Türk Dünyası Kültür Başkenti Eskişehirin de ev sahipliği yapacak olmasının ayrı bir mutluluk kaynağı olduğunu vurguladı.
Türkmenistanda faaliyet gösteren Türk-Türkmen okulları ve özel Türk okullarının, kardeşlik ilişkilerinin bugünlere gelmesindeki payının büyük olduğuna işaret eden Gül, Berdimuhamedov ile Uluslararası Türkmen-Türk Üniversitesinin yeni kampüsünün temelini attıklarını anımsattı. Gül, üniversitenin Türkiye ve Türkmenistana hayırlı olmasını diledi. Gençleri, Türk-Türkmen ilişkilerinin ve Türk dünyasının geleceği olarak gördüklerini ve büyük değer verdiklerini dile getiren Gül, öğrencilerden bu bilinçle eğitimlerini tamamlayarak, kardeş halkların ortak menfaatleri için yapılan çalışmalara katılmalarını beklediğini kaydetti. Türk ve Türkmen gençliğine duydukları güven sayesinde, Türkiye-Türkmenistan ilişkilerinin geleceğinin teminat altında olduğunu görmekten büyük memnuniyet duyduğunu söyleyen Gül, kendisine Türkmenistan İktisat ve Kamu Yönetimi Devlet Enstitüsü tarafından verilen fahri profesörlük unvanının da aldığı en anlamlı payelerden biri olduğunu dile getirdi.
-Gül'ün çalışmaları büyük değer taşıyor-
Enstitü Rektörü Purli Agamuradov da Türkmenistan Devlet Başkanı Gurbanguli Berdimuhamedov önderliğinde bilim ve eğitim alanında ilerlemeler sağlandığını, Türkiye ile karşılıklı işbirliğini geliştirme ve yeni düzeylere çıkartmayı hedeflediklerini ifade etti. Agamuradov, Türkiye ile Türkmenistan arasındaki işbirliğini geliştirme konusunda Cumhurbaşkanı Gül'ün yaptığı çalışmaların büyük değer taşıdığını söyledi.