ANKARA (AA) - Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, "Böylesi bir vahşet karşısında bütün uluslararası toplumun, bütün medeni toplumların, insan hakları ve demokrasiden yana olan herkesin tavır koyması ve Mısır'da olup bitene karşı dur demesi lazımdır" dedi.
Bozdağ, Mısır'da güvenlik güçlerinin darbe karşıtı protestoların yapıldığı Rabiatul Adeviyye meydanındaki darbe karşıtlarına, güvenlik görevlilerinin ateş açması sonucu 200 kişinin ölmesi, 4 binden fazla kişinin de yaralanmasıyla ilgili, Esenboğa Havalimanında gazetecilere açıklamalarda bulundu.
Bozdağ, katliamda hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet, yaralılara da acil şifalar dileyerek, "Mısır'da yaşanan katliamdan, bu katliamın emrini veren darbeciler, bu katliam emrini yerine getiren tetikçi katiller sorumlu olduğu kadar, Mısır'daki askeri darbeye destek veren ülke içi, ülke dışındaki herkes ve her ülke esasında müşterek sorumludur" dedi.
Herkesin bu katliam karısında tavrını açıkça insandan, haktan, hukuktan ve demokrasiden yana koyması gerektiğini vurgulayan Bozdağ, şöyle konuştu:
"Bu noktada Birleşmiş Milletler, Avrupa ve diğer ülkelerin de sesini yükseltmesi lazım. Biliyorsunuz Suriye'de ölü sayısı 100 bini aştı. Birleşmiş Milletler, Suriye'de sadece ölü sayıcılığı yapıyor. Baktığınız zaman geçmişte Bosna'da Srebrenitza'da BM'nin güvenli bölge ilan ettiği yerde de yine Birleşmiş Milletler'in gözü önünde büyükçe bir katliam yaşanmıştır, soykırım yaşanmıştır. Orada da ölüler sayılmıştır. Yine Mısır'da yaşanan duruma baktığınız zaman da aynı durumla karşı karşıyayız. Orada insan hakları ayaklar altına alınmış, hukuk ayaklar altına alınmış, demokrasi ayaklar altına alınmış. Ülkenin seçtiği, seçilmiş iktidar, askeri darbe ile alaşağı edilmiş; demokrasi diyen, insan hakları diyen, hukuk diyen her daim Türkiye'yi ve başka ülkeleri bu konuda sorgulamaya çekmeyi kendileri için esas kabul eden ülkeler, yaşananlar karşısında sessiz kalmıştır, ondan öte destek vermiştir. Darbeye, darbe bile diyememiştir."
Yaşanan katliam karşısında Avrupa Birliği'nin, Birleşmiş Milletler'in ve uluslararası toplumun sesini yükseltmesi ve bu noktada tavır koyması gerektiğine işaret eden Bozdağ, şunları kaydetti:
"Ama maalesef Mısır'da yaşanan bu hadiseler karşısında sükunet çağrısından öte fazlaca bir şey görünmüyor. Ortada elinde silah olup askere saldıran veya orada kargaşa çıkaran herhangi bir kişi de yok. Baktığınız zaman, saldıran darbeci generalin emrindeki askerler. Onlar saldırıyorlar. Ellerinde silah yok, herhangi bir şiddet uygulayan kişi yok, bunların üzerine hedef gözetilmeksizin ölüm yağdırılıyor. Böylesi bir vahşet karşısında bütün uluslararası toplumun, bütün medeni toplumların, insan hakları ve demokrasiden yana olan herkesin tavır koyması ve Mısır'da olup bitene karşı dur demesi lazımdır. Aksi takdirde insan hakları, demokrasi ve hukuk havariliği yapanların bu noktadaki iradelerinin, bu noktadaki sözlerinin sadece bir beyandan ibaret olduğu anlaşılır ve bu samimiyetsizliğin göstergesi olarak da kaydedilir. Dileriz ki buradaki bu vahşet sona erer, başkaca ölümler olmaz."
-"Allah hiçbir devletin yöneticilerini kendi halkına kurşun sıkmak acziyetine düşürmesin"
Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç, Mısır'daki Rabiatül Adeviyye Meydanı'nda demokrasi yanlılarına ateş açılmasına ilişkin, "Allah hiçbir devleti, hiçbir devletin yöneticilerini kendi halkına kurşun sıkmak acziyetine düşürmesin" dedi.
Düzce Valisi Adnan Yılmaz'ı ziyaret eden Kılıç, gazetecilerin Mısır'daki saldırıyla ilgili sorusu üzerine, yaşananların tam manasıyla insanlık dramı olduğunu söyledi.
"Mısır'da yaşanan katliama benzer bir şey değil, tam manasıyla katliam" diyen Kılıç, kendi halkının vergilerinden maaş alan bir diktatörün kendi halkına silah doğrultmasının, meydanları kan gölüne çevirmesinin yanlış olduğunu vurguladı.
Zalimin zulmü varsa mazlumun Allah'ı olduğunu dile getiren Kılıç, "Tarih tekerrürden ibarettir. Biz biliyoruz ki zulüm ile abad olanın alimi berbad olur. İnsanların iradesini, yaşam hakkını, demokratik taleplerini hiçe sayan bu zalim diktatörler, nihayetinde günün sonunda kaybeden tarafın hanesine isimlerini yazdıracaktır" şeklinde konuştu.
Katliama sessiz kalanları kınayan Kılıç, "Taksim Meydanı'nda polis biber gazı sıktı' diye dünyanın sayılı gazetelerine ilan verenleri, Adeviyye Meydanı'nda yaşanan insanlık dramı ve katlima karşı hangi görüşü taşıdıklarını insanlıkla paylaşamaya davet ediyorum. Türkiye'de ve dünyada Taksim olayları ile ilgili olarak bildirilerin altına imzasını koyanlar, Adeviyye Meydanı'nda yaşanan katliam karşısında tavırlarını ne şekilde ortaya koyacaklar?" ifadelerini kullandı.
Mısır'da yaşanaları acı içinde izlediğini aktaran Kılıç, sözlerini şöyle tamamladı:
"Mısır'dan paylaşılan fotoğraflar tam manasıyla dramın iz düşümü. Meydanda toplananlara mermi sıkmakla görevlendirilen bir askerin yine aynı meydanda annesiyle karşılaşma anına ilşkin fotoğrafını gördüm. Yine 'baltacı' olarak adlandırılan ve katliamda aktif görev aldığı iddia edilen kesimleri kucaklayan devlet yöneticilerini gördüm. Allah hiçbir devleti, hiçbir devletin yöneticilerini kendi halkına kurşun sıkmak acziyetine düşürmesin."