Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Bizi şiddete, bizi teröre sevk etmeye çalışanların, bizden elimize silah almamızı umanların ve bekleyenlerin heveslerini kursaklarında bıraktık dedi.
Erdoğan, Kartal Anadolu İmam Hatip Lisesinin mezuniyet töreninde yaptığı konuşmada, milletin sevdası, sabrı, sağduyusunun, imam hatip liselerinin kapılarına vurulan tüm o kilitleri paramparça ettiğini söyledi.
Muhtar bile olamaz denilenlerin şu anda milletvekili, bakan, başbakan olarak ülkeyi yönettiklerini ifade eden Erdoğan, Hem de hamdolsun çok iyi, çok başarılı yönetiyorlar. Ama 'muhtar bile olamaz' diyenler şu anda yargının karşısında yaptıkları hukuksuzlukların hesabını veriyorlar. Yapay kudretleriyle, sanal iktidarlarıyla yeri göğü güya inletenleri bugün hiç kimse ama hiç kimse hatırlamıyor. Ama imam hatipler, getirdiğimiz az önce de söyledim 444 kod numarası, burada bakayım bilenler var mı? 444ü bilenler şöyle ellerini kaldırsınlar. Allah Allah, niye böyle az, demek ki bu kod numarasını daha tanıtamadık. 4 artı 4 artı 4 Artık kod numarası bu. Bu düzenlemeyle dün olduğu gibi bugün de öğrenci yetiştirmeye, Türkiyenin seçkin okulları olmaya inşallah devam edecekler. Göreceksiniz bu yıl üniversitelere girişte farklı ilk adım atılıyor. Fakat inşallah şöyle bir 5 sene sonra, şöyle bir 8 sene sonra bu akış çok daha farklı olacak, çok daha zengin olacak, çok daha güçlü olacak diye konuştu.
Gençlere seslenen Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:
Türkiyede birçok farklı kesim on yıllar boyunca çok büyük eziyetler yaşadı, bazı kesimler dışlandı, bazıları horlandı, ötelendi Etnik kökenler, inançlar, mezhepler aşağılandı, milli manevi değerler tahkir edildi. Çok daha ötesine geçildi, belli kesimlere hapishanelerde çok ağır işkenceler yapıldı. Faili meçhullerle, provokasyonlarla hep bazı kesimler tehdit edildi, tedib edilmek istendi. Birileri yanlıştan yola çıkıp yanlışa başvurdular, şiddetin, zulmün mağduru olanlar maalesef şiddet uygulamaya, zulmetmeye başladılar. Dikkat edin aynı süreçlerden bizler geçtik. Dışlanmayı, horlanmayı, aşağılanmayı bizler de yaşadık. Hapishaneleri, işkenceleri, zulmü, eziyeti iliklerimize kadar bizler de yaşadık, az veya çok ama hiçbir zaman yanlıştan yanlış çıkarmadık. Hiçbir zaman şiddete karşı şiddet yoluna tevessül etmedik. Hiçbir zaman hukuksuzluğa hukuksuzlukla, şiddete terörle karşılık vermedik. Çünkü biz davamızın haklılığına yürekten inanıyoruz. Biz milletin evlatları olarak milletin bizimle birlikte olduğuna yürekten inandık. En önemlisi de biz hak bildiğimiz yolda sıratımustakim bildiğimiz yolda Allahın bizimle birlikte olduğuna kalpten iman ettik. Bizi şiddete, bizi teröre sevk etmeye çalışanların, bizden elimize silah almamızı umanların ve bekleyenlerin heveslerini kursaklarında bıraktık.
- Her zaman meşruiyet dairesi içinde olduk
Her zaman meşruiyet dairesi içinde bulunduklarını, her zaman hukuk dairesi içinde year aldıklarını, her zaman sabırdan, aklı selimden yana olduklarını ifade eden Başbakan Erdoğan, Fikrimize inandık. Milletimize güvendik. İnancımızı, imanımızı en güçlü şekilde muhafaza ettik. Sabrın sonunda selamete eriştik. Kartal Anadolu İmam Hatip Okulunun sevgili mezunları, şunu bir an olsun aklınızdan çıkarmamanızı sizlerden özellikle rica ediyorum. Türkiyedeki her okulda bu aziz milletin vergileri, göz nuru var. Türkiyedeki her öğrencinin üzerinde tüyü bitmemiş yetimin hakkı var. Ama imam hatip öğrencilerinin üzerinde milletin hakkı çok ama çok daha büyüktür. Millet yememiş, içmemiş, imam hatiplere göndermiştir. Hatırlıyorum öğrenciliğimde tarlasından topladığı patatesini bizim okullarımıza gönderen Anadolunun çiftçisini hatırlıyorum Anadolunun çiftçisi pirincini, bulgurunu bizlere gönderirlerdi ve oralardan hazırlanan yemeklerle biz yemeğimizi yerdik.Nice hayırsever bütün malını mülkünü imam hatip okullarının inşasına ve yaşatılmasına vakfetmiştir. Nice imam hatip sevdalısı tüm ömrünü imam hatip öğrencilerinin şartlarını iyileştirmeye adamıştır. İşte onun için sizin üzerinizde milletin büyük hakkı var dedi.
- Benim de ağladığım geceler oldu
Kartal Anadolu İmam Hatip mezunlarının Beykozdaki ilk binayı ve orada nasıl okuduklarını anlattıklarını vurgulayan Erdoğan, şunları söyledi:
İki katlı derme çatma bir bina düşünün ki, binanın çatısı yok. Yatakhanede çocukların üzerine yağmur yağıyor. Sabah namazına kalktıklarında yorganlarını, battaniyelerini yağmurdan sırılsıklam ıslanmış buluyorlar. Ranzadan yere indiklerinde zeminin suyla kaplı olduğuna, suyun bileklerine kadar yükseldiğine şahit oluyorlar. Anadolunun en ücra köylerinden, ta Avrupadan, Almanyadan çocuk yaşta ailelerini bırakıp gelen o çocuklar, her sabah yoksulluğun içinde uyanıyorlardı. Her akşam sessiz sessiz ağlayarak uykuya dalıyorlardı. Ama şunu da söyleyeyim, benim de ağladığım geceler oldu. Çünkü ilkokulu bitirdim hemen imam hatibe gittim ama bizim sınıflarımızda evli ağabeylerimiz, arkadaşlarımız vardı, öyle okuduk. Bizler üç kişilik odalarda değil koğuşlarda okuduk. Bizim koğuşlarımız o zamanlar 40-50-60 Öyle bizim banyomuz, tuvaletimiz falan hak getire, bazen su akmaz, ondan sonra kalkar Paşa Hamamına giderdik ta Çarşambada, bunları yaşadık.
Erdoğan, Türkiyeden, dünyadan hiç tanımadıkları insanların giymeyip, giyecek alıp imam hatip öğrencilerine gönderdiklerini belirterek, Adı sanı bilinmeyen nice hayırsever yemiyor, çocuklarına yedirmiyor, gıda alıp buradaki öğrencilere gönderiyordu. İşte Kartal Anadolu İmam Hatiple diğer imam hatip okulları da böyle bir yoksulluğun, çaresizliğin içinden bugünlere ulaştı. İşte onun için siz üzerinizdeki bu hakkın her zaman şuurunda olacaksınız diye konuştu.
Başbakan Erdoğan, imam hatip mezunlarından milletin fedakarlıklarını hiçbir zaman unutmamalarını isteyerek, öğrencilere şöyle seslendi:
İmam Hatip okullarının ne zor şartlarda kurulduğunu, ne zor şartlarda bugünlere ulaştığını bilecek, bunun sorumluluğuyla hareket edecek ve geleceğe böyle ilerleyeceksiniz. Siz dürüstlükte örnek olacaksınız. İşte siz Asımın neslisiniz. Sizler, hakkı söylemekten, hakkı savunmaktan, her zaman hakkın yanında saf tutmaktan asla taviz vermeyecek, asla vazgeçmeyeceksiniz. İmam hatipli şuurundan, imam hatipli sorumluluğundan sapmayacak, Allahın izniyle, on yıllardır bu kurumlara emek verenlerin ruhunu incitmeden yürüyeceksiniz. Bugün, sizden önce mezun olanlar, ağabeyleriniz, siyasette, bürokraside nasıl milletin emanetine sahip çıkıyor, milletin emanetini gözü gibi koruyorsa; onlar nasıl sizleri mahcup etmiyorsa, sizler de onları, yani bizleri, yani milleti inşallah mahcup etmeyeceksiniz.
- Sizlere sonsuz derecede güveniyoruz
Başbakan Erdoğan, öğrencilere inandıklarını ve güvendiklerini ifade ederek, konuşmasını şöyle tamamladı:
Biz, sizlerin hizmetkarı olarak çalışıyoruz. Tıpkı bugün olduğu gibi, yarın da sizlerin, sizin kardeşlerinizin Türkiyeye yön vereceğine, bölge barışı için, huzur için, kardeşlik için mücadele vereceğine gönülden iman ediyoruz. Sizleri, sizleri yetiştiren anne babalarınızı, velilerinizi, öğretmen ve idarecilerinizi şahsım ve milletim adına tebrik ediyorum.
Başta merhum Tevfik İleri, merhum Celalettin Ökten hocamız olmak üzere, imam hatiplerin kuruluşunda ve yaşatılmasında emeği geçen, ahirete irtihal etmiş olan tüm hayırseverleri, öğretmen ve idarecileri rahmetle, minnetle yadediyorum. Allah, yolunuzu açık etsin diyorum.
Başbakan Erdoğan, konuşmasının ardından, aralarında kardeşi Mustafa Erdoğanın oğlu Usame Erdoğanın da bulunduğu dereceye giren 3 öğrenciye hediyelerini verdi.