Somali politikasına devam

ANKARA (AA)- Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Somali'deki normalleşme sürecinden ve Türkiye'nin bu ülkede aktif rol almasından rahatsızlık duyan çevrelerin saldırılar yoluyla Türkiye'nin Somali politikasına zarar vermeyi hedefleyebileceğini belirterek, "-"Riskler ne olursa olsun Türkiye'nin Somali politikası devam edecek"" dedi.

Davutoğlu, Meksikalı mevkidaşı Meksika Dışişleri Bakanı Jose Antonio Meade Kuribrena ile Dışişleri Bakanlığı'nda bir araya geldi. İki bakan, baş başa ve heyetlerarası görüşmelerin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.

Burada gazetecilerin sorularını yanıtlayan Davutoğlu, Somali'nin başkenti Mogadişu'daki Türk büyükelçiliği ek binasına yönelik saldırıya ilişkin yaptığı değerlendirmede, söz konusu saldırıda bir Türk polis memurunun şehit olmasından duyduğu üzüntüyü dile getirerek, yaralı polis memurlarını dün tedavi gördükleri hastanede ziyaret ettiğini söyledi.

Somali'nin çok yüksek güvenlik riskinin bulunduğu bir ülke olduğunu ve en başından itibaren bu riskleri düşünerek gerekli tedbirleri aldıklarını ifade eden Davutoğlu, ancak bu tür saldırıların neredeyse günlük anlamda bütün Somali sathında yaşandığı düşünüldüğünde, her zaman risklerin söz konusu olduğunu belirtti.

Davutoğlu, "Türkiye'nin Somali politikası insani boyutlu bir politikadır. Somali tarihi ilişkilere sahip olduğumuz bir ülkedir, bir halktır. Biz bütün dünyanın sustuğu ve gözünü kapattığı bir dönemde, insanlık vicdanını harekete geçiren bir ziyaretle, iki sene önce Sayın Başbakanımız ile Somali'yi dünyanın gündemine getirdik" diye konuştu.

 "Somali, Mogadişu ayağa kalktı"

Somali'ye Türk halkının  200 milyon doları aşan yardımını taşıdıklarını ifade eden Davutoğlu,  "Somali, Mogadişu ayağa kalktı. Somali'de çalışan tek büyükelçilik Türk büyükelçiliği, bu anlamda tam kadroyla çalışan" ifadesini kullandı. Somali Cumhurbaşkanının önceki gün taziye dileklerini iletmek için kendisini aradığını ve  şu anda bile sokaklarda fedakarca çalışan Türkleri görmekten onur duyduğunu kendisine söylediğini aktaran Davutoğlu, şöyle konuştu:

"Somali halkı bu anlamda Türkiye'nin bütün bu tutumunu iliklerine kadar hissetmiştir. Ayrıca, Afrika açılımımızın bir parçasıdır. Somali bu anlamda stratejik bakımdan Afrika'nın en önemli jeopolitik konumuna sahiptir. Tabii Somali'deki bu normalleşmeden rahatsız olan bazı terör unsurları ve Türkiye'nin Somali'de bu derece aktif olmasından rahatsız olan bazı çevrelerin bu tür saldırılar üzerinden Türkiye'nin Somali politikasını, Somali'deki insani tutumuna zarar vermek gibi bir hedefleri olabilir." 

Türkiye'nin tarih boyunca köklü devlet geleneği ve siyasi kültürü nedeniyle her zaman bu tür riskli alanlarda çalıştığını kaydeden Davutoğlu, Türk diplomatların, güvenlik görevlilerinin, işadamlarının ve sivil toplum kuruluşlarının, Somali'nin yanı sıra Afganistan, Irak, Suriye, Filistin, Myanmar gibi birçok yerde riskli görevler üstlendiklerini söyledi. Davutoğlu, "Şimdi de bu riskler ne olursa olsun Türkiye'nin Somali politikası devam edecek" dedi.

-Tedbirler, büyük kayıpları önledi

Mogadişu'daki saldırıya ilişkin olarak Somali güvenlik güçlerinden aldıkları pek çok detay bulunduğunu kaydeden Davutoğlu, "Bu tipik bir terör saldırısıdır. Daha önce aldığımız tedbirler sebebiyle başka benzer saldırılarda olan büyük kayıplar önlenmiştir" diye konuştu.

Bir polis memurunun yaşamını yitirmesinin başlı başına büyük bir kayıp olduğunu vurgulayan Davutoğlu, "Eğer kahraman polislerimiz gerektiği anda gerekli tepkiyi profesyonele vermemiş olsalardı çok daha olumsuz sonuçlar doğabilirdi" dedi. Bütün saldırganları etkisiz hale getiren güvenlik güçlerine takdirlerini ifade eden Davutoğlu, saldırıda bir şehit verildiğini ancak saldırganların daha fazla zarar vermesinin önüne geçildiğini dile getirdi.

Dışişleri Bakanı Davutoğlu, "Bundan sonra da güvenlik tedbirlerini artırarak alacağız ama dediğim gibi faaliyetlerimize de devam edeceğiz" ifadesini kullandı.

-Neçirvan Barzani'nin ziyareti

Davutoğlu, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi Başbakanı Neçirvan Barzani'nin ziyaretine ilişkin olarak  Barzani'nin birkaç ayda bir mutad istişareler için Türkiye'yi ziyaret ettiğini belirterek, "Şimdi de özellikle Irak'taki son gelişmeler ve Suriye'deki gelişmeler bağlamında istişarelerde bulunacağız. İkili ilişkileri de tabii, Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi ile ekonomik ilişkileri de detaylı olarak görüşme imkanına sahip olacağız" şeklinde konuştu.

Davutoğlu, Neçirvan Barzani'nin bugün öğleden sonra Ankara'ya geleceğini ve kendisiyle iftarda buluşacağını, yarın ise Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından kabul edileceğini kaydetti.

-Ashton'ın Mısır'daki temasları

Bakan Davutoğlu, AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton'ın, Mısır'da askeri darbeyle görevinden alınan seçilmiş cumhurbaşkanı Muhammed Mursi ile görüşmesi ve Türkiye'nin Mısır'daki çözüme ilişkin katkısının ne olabileceği yönündeki bir soru üzerine de, "Bölgede kalıcı istikrar ancak ve ancak halk iradesine dayanan yönetimlerle gerçekleşebilir. Bölgenin omurgası olan Mısır'ın kendi içinde istikrara kavuşması, hem de bölgedeki demokratik geçiş süreçlerinin sağlıklı işlemesi bakımından, Mısır'ın bir an önce demokratik restorasyondan geçmesi ve seçilmiş otoritelere yönetimin devredilmesi önem taşıyor" ifadelerini kullandı. 

Davutoğlu, Türkiye'nin Mısır politikasının ilkesel bir politika olduğunu anımsatırken, hem demokratik ilkeler bağlamında hem de bölgede kalıcı istikrarın sağlanması bakımından bunun önemli olduğunu belirtti. 

Bu kapsamda, Türkiye'nin yoğun bir diplomatik faaliyet yürüttüğünü kaydeden Davutoğlu, Ashton'ın daha önceki Mısır ziyaretinde de kendisini arayarak bilgi verdiğini ve sürekli temas halinde olunması konusunda prensip kararına vardıklarını hatırlattı. Davutoğlu, dün de Kahire'deki görüşmelerin ortasında Ashton'ın kendisini arayarak bilgi verdiğini ifade ederek, şöyle konuştu:

"Daha önceki ziyarette de Mursi ile görüşülmeden yapılacak temasların bir anlamı olmayacağını, bunun kalıcı bir sürecin başlaması için öncelikle Mursi ile görüşülmesi gerektiği kanaatimizi kendisiyle paylaşmıştım. Her şeyden önce sayın Mursi ile görüşmüş olması önemlidir. Sayın Mursi'nin kanaatlerini almış olması ve seçilmiş bir lider olarak Mursi ile doğrudan temas etmiş olması önemlidir. Dün de bana, bu temas için çaba sarf ettiğini ifade etmişti. Ben de bu ziyareti anlamlı kılacak en önemli unsurun bu olacağını söylemiştim" dedi. 

Ashton'ın bugün Mısır dönüşünde de kendisini arayacağını aktaran Davutoğlu, muhtemelen bugün ya da yarın Ashton ile kapsamlı bir istişarede bulunacaklarını kaydetti. 

Türkiye'nin geçiş sürecinin bir an önce sağlıklı olarak sağlanabilmesi ve meşruiyetin tekrar seçilmiş otoritelere devredilmesi konusunda her çalışmaya destek vermeye hazır olduğunu vurgulayan Dışişleri Bakanı Davutoğlu, "Türkiye her zeminde Mısır'da tekrar meşruiyetin ihtası ve ülkede demokratik sürecin yeniden ihya edilmesi için yapılacak çalışmalarda yer almaya hazırdır" diye konuştu.

-Meksika ile ilişkiler

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Türkiye ile Meksika'nın birbirine çok uzak olmasına rağmen çok benzediklerini belirterek, "Özellikle ABD ve AB arasındaki son dönemde serbest ticaret anlaşması benzeri mekanizmalar kurulması yönündeki çalışmalara bakıldığında Türkiye ile Meksika arasında kurulacak ekonomik ilişkiler bağlamındaki yeni yapılan önemi son derece açıktır" dedi.

Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasının ardından diplomatik ilişkilerin geliştirildiği ilk ülkelerden birinin Meksika olduğunu ve bu ülke ile 1927 yılında dostluk anlaşması imzalandığını hatırlatan Davutoğlu, son yıllarda bu ilişkilerin geliştirilmesi için güçlü bir siyasi iradenin bulunduğunu söyledi.

"Coğrafyalar çok uzak olmakla birlikte birbirine çok benzeyen ülkeleriz" diyen Davutoğlu, Türkiye ve Meksika'nın önemli jeopolitik konumları bulunduğunu ve ekonomik yapıların da birbirine benzediğini kaydetti. Her iki ülkenin de yükselen ülkeler olarak özel bir konumla anıldığını belirten Davutoğlu, şunları söyledi:

"Bugün ikili ilişkileri gözden geçirdik ve çok önemli kararlar aldık. Herşeyden önce 2-4 Eylül tarihlerinde ülkemiz tarihi bir ziyarete şahit olacak. Meksika Cumhurbaşkanı Sayın Enrique Pena Nieto'yu Türkiye'de ağırlayacağız. Bu, ilişkilerin 150. yılı öncesinde tarihi nitelik taşıyacak bir ziyaret olacak."

Nieto'nun ziyareti sırasında Türkiye ile Meksika arasında "21. Yüzyılda Stratejik Ortaklık" başlığı altında bir ortak deklarasyon kabul edileceğini kaydeden Davutoğlu, böylece iki ülkenin küresel ve bölgesel alanlarda ortak politikalar gözeten iki stratejik ortak olarak öne çıkan faaliyetlerde bulanacağını bildirdi.

Davutoğlu, 2008 yılından beri pratik nedenlenre yapılamayan siyasi istişarelerin her yıl yapılması için mevkidaşı Meade Kuribrena ile prensip kararı aldıklarını, bölgesel ve küresel konuların da ele alınacağını söyledi.

- "Mevcut ticaret hacmi istenilen düzeyde değil"

İki ülkenin yıllık 1 milyar dolarlık ticaret hacmine sahip olduğunu kaydeden Davutoğlu, dünyanın 12. ve 16. büyük ekonomileri olan Meksika ve Türkiye için bu rakamın istenilen düzeyde olmadığını belirtti.

Davutoğlu, "Sayın Cumhurbaşkanının ziyareti öncesinde başta çifte vergilendirmenin önlenmesi ve yatırımların teşviki olmak üzere eksik olan anlaşmaların giderilmesi için ortak bir çalışma yürüteceğiz. Bu anlaşmaların daha ileri bir aşamaya gelmesi için serbest ticaret anlaşması yönünde çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Özellikle ABD ve AB arasındaki son dönemde serbest ticaret anlaşması benzeri mekanizmalar kurulması yönündeki çalışmalara bakıldığında Türkiye ile Meksika arasında kurulacak ekonomik ilişkiler bağlamındaki yeni yapılan önemi son derece açıktır. Biz bu konuda Türkiye olarak hiçbir sınır ve ilişkilerimizde bir kısıtlama düşünmüyoruz. Mümkün olduğu kadar açık ekonomiler olarak, ekonomilerimizi entegre hale getirme kanosunda kararlılığa sahibiz" dedi.

THY'nin Meksika'ya uçuşları konusunu da ele aldıklarını kaydeden Davutoğlu, TÜBİTAK ve Meksikalı karşıtı arasında da bugün görüşmeler yapıldığını ifade etti.

Davutoğlu, Türkiye'nin Latin Amerika açılımı kapsamında 5 yeni büyükelçilik açtığını hatırlatarak, "Meksika bu noktada bizim hem yakın bir ortağımız hem de gerektiğinde kanaatlerini aldığımız fahri bir danışmanımız gibi. Bize Latin Amerika konularında yardımcı oluyorlar. Son olarak Pasifik İttifakı'na Türkiye gözlemci üye oldu. Meksika, Peru, Kolombiya ve Şili'nin bulunduğu bu ittifak Latin Amerika'nın Pasifik'e bakan yüzünün en temel yapısı. Biz bundan sonra da Latin Amerika'da, Karayipler'de, Pasifik'te olan gelişmelerle ilgil olarak Meksika ile çalışmaya kararlıyız. Bu konuda verdikleri destek dolayısıyla da teşekkür ediyoruz. Aynı zamanda Meksika'nın Ortadoğu, Orta Aysa, Kafkasya, Balkanlar gibi Türkiye'nin yakın bölgeleriyle ilgili ilişkilerinde de Meksika'ya yardımcı olmaya kararlıyız" diye konuştu.

Meksika'nın yakın zamanda G20 dönem başkanlığı yaptığını hatırlatan Davutoğlu, Türkiye'nin de 2015 yılında dönem başkanlığını yürüteceğini ve Meksika'nın tecrübelerinden faydalanmak istediklerini kaydetti. Davutoğlu ayrıca MIST olarak bilinen Meksika, Endonezya, Güney Kore ve Türkiye'nin dışişleri bakanları olarak ilk toplantılarını da eylül ayında BM genel Kurulu marjında yapmayı planladıklarını dile getirdi. Davutoğlu, BM reformları konusunda da Meksika ile benzer perspektifleri paylaştıklarını belirtti.

- Kuribrena: "Büyümek için birlikte çalışmalıyız"

Meksika Dışişleri Bakanı José Antonio Meade Kuribrena ise ilk kez bir Meksika Cumhurbaşkanı'nın Türkiye'yi ziyaret edeceğini vurguladı. Meksika Cumhurbaşkanı Nieto'nun başkanlığının ilk yılında Türkiye'ye ziyaret edecek olmasının önemine işaret eden Kuribrena, "Gelecek yıl da iki ülkenin birbirine yakınlaşmasının 150. yılını kutlayacağız" dedi.

Kuribrena, iki ülke arasında yüksek düzeyli siyasi istişarelerin devam ettiğini, yeni dönemde tüm yasal çerçeveleri oluşturarak, ikili ilişkileri güçlendirmek istediklerini söyledi. Bunun için çok önemli anlaşmaların imzalanacağını kaydeden Kuribrena, Nieto'nun eylül ayındaki ziyareti sırasında ilişkilerin yasal zemine oturtulacağını bildirdi. Kuribrena, yatırımlar ve ekonomik ilişkilerin geliştilmesi için teşvikler sağlayacaklarını dile getirerek, "Büyüme sağlamak için birlikte çalışmamız gerektiğine inanıyoruz. Ticaret hacmimiz 1 milyar dolar ancak Türkiye ve Meksika gibi ülkeler arasında çok daha yoğun ticari ilişkiler olması gerektiğine inanıyorum" diye konuştu.

Bölgesel ve küresel konularda da istişareleri ve karşılıklı destekleri artıracaklarını ifade eden Kuribrena, "Türkiye bölgesinde çok aktif ve dinamik bir ülke. Biz de kendi kıtamızda çok güçlü ve önemli bir konumdayız" ifadesini kullandı.

Kuribrena, karşılarında çok önemli zorlukların yanı sıra fırsatların da bulunduğunu belirterek, Asya-Pasifik bölgesindeki ilişkilerini geliştirmek istediklerini ve Latin Amerika ülkelerinin daha da yükselmesini arzu ettiklerini vurguladı. Türkiye'nin Pasifik İttifakı'nın yakından takip etmesinden ve gözlemci üye olmasından mutluluk duyduklarını bildiren Kuribrena, Meksika'nın Kuzey Amerika ve AB ile de ilişkileri ilerletminin yollarını aradığını söyledi.

Kuribrena, "Dünyanın en dinamik ve en umut vadeden ekonomilerinden olan Türkiye ve Meksika'nın bir araya gelmesi, işbirliği tesis etmesi ve beraber çalışabilmeleri bizleri çok heyecanlandırıyor" dedi.

 

İçerik Yanı Reklam 2